Gül K.

Konu bugünkü gündemin dışında ancak hepimizin her zaman gündemi olan/olması ihtimali yüksek bir konu; Bakıma Muhtaç Aile Büyüklerimiz/Yaşlılarımız...

Bakıma muhtaç hale gelinceye kadar, sofrasından kalabalık eksik olmayan ama bakıma muhtaç hale gelince, ilk onların terk ettiği yaşlılarımız...

Bakıma muhtaç hale gelinceye kadar; kiminin annesi, kiminin ablası, kiminin bacısı, teyzesi, yengesi, şusu busu olan ama bakıma muhtaç hale gelince; “bana gelene kadar ohhooo şu şu şu akrabası var, ilgilenmek bana mı kaldı” denen yaşlılarımız...

Velhasılı kelam, elden ayaktan düşünce ailedeki bir ya da iki kişinin dışında kimsenin sahip çıkmadığı, yüzüne bakmadığı, herkesi kucaklarken birden herkese yük olan yaşlılarımız. Yarın (ömrümüz yeterse) hepimizin yaşayacağı şeyleri şimdi yaşayan aile büyüklerimiz. Bizim kıymetlilerimiz. Sorsan herkes aynı şeyi söyler; “yaşlılar başımızın tacıdır...

Ama ne hikmetse o "taçlar" ailede genellikle bir ya da iki kişinin başına takılır, diğerleri (kardeşler, evlatlar, yeğenler, uzak yakın akrabalar, bir zamanların can ciğer konu komşuları, yani o yaşlının sağlıklı olduğu zamanlarda dizinin dibinden, sofrasının başından ayrılmayanlar ordusu) sadece "takmış gibi yapar. Uzaktan bakarlar, arada bir ahkam keserler, nasıl bakılacağı konusunda bakan kişiye ukalaca akıl verirler, çevrelerine bakıyorum pozları verirler, sonra ortadan kaybolurlar!

O yaşlıya bakan aile üyesinin bazen gücü yetmez. Maddi manevi yetmez. Geliri yetmez, sağlığı yetmez, moral motivasyonu (herkesin kendine göre dertleri olan bir dünyada yaşıyoruz) yetmez. Çok istese de yetemez, çaresiz kalır, ne yapacağını bilemez...

İşte böyle zamanlarda karşımıza “Yaşlı Bakım Merkezleri" çıkar.

Uzun uzun araştırdıktan (kendi ön yargılarımı da kırdıktan) sonra annemi bu merkeze yatırdım. Yatırdığım gece aklım hep annemdeydi. “Yanlış mı yaptım, annem mutsuz olduysa, yarın gidip alıp yine eve mi getirsem" diye diye sabahı zor ettim. Ertesi gün erkenden ziyaretine gittim. Annemin söylediği ilk şey; "Böyle bir yer vardı madem, niye beni daha önce getirmedin? Sakın beni buradan çıkarma..."

Anneme verecek cevap bulamadım. Anneme “anacım kahrolası önyargılarımız yüzünden geç kaldım" diyemedim.

Merkezin sahipleri zaten doktor. Annemin tüm tibbi müdahale ihtiyaçları anında karşılanıyor. Aile hekimi sık sık muayeneye merkeze gelip tüm tetkiklerini yapıyor, ilaçları merkezdeki sağlık personeli tarafından takip ediliyor. Annemin iştahına göre beslenme rejimi ayarlanıyor, morali bozuksa sebebi bulununcaya kadar psikolojik destek veriliyor. Acil hastaneye götürülmesi gerekiyorsa yanına bir sağlık görevlisi katılarak hastaneye götürülüyor ve bizzat merkezin sahibi doktor tarafından takip ediliyor. Kısacası annem yıllardır (bakımevi olmaz önyargımız sebebiyle) yaşadığı yoksunlukların hiçbirini yaşamadan, kalan ömrünü yaşıyor. Her gün ziyaretine gitme imkanına ve telefonla ulaşma imkanına sahibim. Gözüm hiç arkada değil, vicdan sahibi insanlara rastladım, şükür.

Ben ne mi yapıyorum?

2017'den beri ertelediğim hayatıma geri döndüm. Kaybettiğim 8 yılı telafi etmeye çalışıyorum. Her saniye annemin sağlığını düşünmeden (benim yerime düşünenler var artık) yaşamayı öğreniyorum. Teşekkürler @senarslanyaslibakimmerkezi İyi ki rastladım size. Okuyanlara tavsiyem; evinizde bir yaşlınız varsa ve bakmaya gücünüz yetmiyorsa, önyargılarınıza benim kadar uzun süre değer verme hatasına düşmeyin. Benim kadar gecikmeyin. Bir an evvel önyargılarınızı kırın ve evdeki yaşlılarınızın kaliteli bir yaşlılık yaşaması için "güveneceğiniz bir merkeze yatırmakta tereddüt etmeyin. Sağlık ama kaliteli sağlık diliyorum...

Ülkemizde artık sayıları oldukça artan, arttığı için de (rekabet sonucu) kalitesi artan, bilinçli bakım veren, sürekli denetlenen merkezler. Hepimizin “önyargılarımız” sebebiyle kapısından bile geçmediğimiz (ne büyük hata) yaşlı bakım merkezleri! ("Bakımevlerinde yaşlılara eziyet ediliyor!!!" "Annesini/babasını bakımevine attı, hayırsız evlat!!!" "Bakımevi hiç evde bakmak gibi olur mu?" Vesaire vesaire vesaire...)

Benim annem 2017 yılında kısmi felç geçirdi. 2017'den bu yana "ailenin tek tacı takan kişisi olarak annemle ben ilgileniyorum. Annemin sofrasından eksik olmayan eş, dost, akrabaların hepsi kayip. Ben ve iki torunu dışında annemi dert eden yok. Sorun değil! Allahtan maddi gücümüz var, bizzat bakamasam da (sağlık sebepleriyle) 2017'den bu yana bakıcılar aracılığıyla anneme baktırdım, (çocuklarımın maddi manevi desteği ile) hiçbir şeyi eksik olmadı.

Ancak yaşının 90'ı geçmesi sebebiyle artık evde bakımı zorlaşmaya başladı. Sık sık hastane ihtiyacı baş gösterdi. Sık sık tıbbi müdahale gerekmeye başladı. Düşme ve kırık riski arttı. Bakımı gittikçe ağırlaştı. Ben+bakıcı yetememeye başladık, annem zarar görmeye başladı. İşte tam o sırada (şanslı olduğum bir anda sanırım) karşıma Şenarslan Özel Yaşlı Bakım Merkezi çıktı.

 

Selin C.

Yaşlı bireylere gösterilen özen ve sevgi gerçekten takdire şayan. Personel çok anlayışlı ve işlerini profesyonelce yapıyor. Ailemiz için en doğru kararlardan biri oldu. Gönül rahatlığıyla tavsiye ediyorum!

Ayşe G.

Babam burada kendini ikinci evinde gibi hissediyor. Hemşireler ve doktorlar çok ilgili, yemekler düzenli ve sağlıklı. En önemlisi, her zaman güler yüzle karşılanıyor olması. İyi ki sizi tercih etmişiz!

Mehmet K.

Annem için en iyi bakım merkezini ararken Şenarslan ile tanıştık. Buradaki sıcak ve ilgili yaklaşım sayesinde içimiz hep rahat. Hem sağlık hizmetleri hem de sosyal aktiviteler gerçekten çok başarılı. Tüm ekibe teşekkür ederiz!